Ülkemizde insan, sanatı görmek için bir yerlere gidiyor. Müzeye, sergiye ya da galeriye. Biz günlük hayatın içinde sanata dair bir Şey görmeye pek alışkın değiliz.

Oysa sanatının geliştiği Avrupa ülkelerinde sokaklarda yürürken, yorgun argın oturduğunuz bir bankta sandvicinizi yerken ya da bir meydanda oturup kahvenizi yudumlarken kafanızını nereye çevirseniz sanat eseriyle karşılaşırsınız. Bina cephelerinde, parklarda, sokaklarda, meydanlarda gördüğünüz bir şeyler gözlerinizi okşar. Bu Davud heykeli de, Özgürlük Anıtı da olabilir.

İşte buna kamusal sanat denir.

Ve izlemek bedavadır.

En çok bilinen kamusal sanat eserlerinden biri heykeltraş Mehmet Ali Uysal' a ait. Mandal şeklinde tasarlanmış olan Skin 2 isimli heykel, şu anda da hali hazırda Kemer Country'nin içindeki golf sahalarından birinde yer alıyor.

En iyi bilinen kamusal sanat eserlerinden biri de Londra'da yer alıyor. David Mach tarafından tasarlanan enstelasyonun adı Out of Order. On iki adet birbiri üzerine devrilen kırmızı telefon kulübesinden oluşuyor. İngiltere bu ikonik telefon kulübelerinden vazgeçmiş olsa da enstelasyon yerleştirildiği 1989 yılından bu güne olduğu yerde, ziyarete açık.

Fark ettiyseniz bahsettiğimiz çalışmaların hepsi, gördüğümüz an yüzümüzde bir tebessüme ve şaşkınlığa yol açıyor. Basit fikirler esprili bir şekilde hayat buluyor. Neredeyse eser sahiplerinin yüzlerindeki hınzır ifadeyi görür gibi oluyoruz.

Son zamanlarda eserlerini görmekten en çok haz aldığım sanatçılardan biri de Kadriye İnal. İnal, senelerdir bahçelere, havuz kenarlarına ve iç mekanlara en doğal halleriyle çocuk figürleri yerleştiriyor. Son derece gerçek yüz ifadeleri, renkleri ve her an yürüyüp gidecekmişçesine dinamik duruşlarıyla bu çocuklara bayılıyorum.

Sanat içimizde konuşan çocuklara şefkatle söz hakkı verdiğimizde ortaya çıkıyor sanırım.

Hiç büyümesinler.